Al oku bakalım belki hosuna gider.........
- Kadının birinin üç kızı vardır. Üçünüde aynı
gün evlendirir. Hepside dört katlı olan aynı binada
oturmaya başlarlar. Gerdek gecesi kadın bütün katları
dolaşmaya başlamış. Büyük kızı bağırıyor,
ortanca kızı gülüyor, küçükkızda hiç ses yokmuş.
Ertesi gün kızlarını toplamış ve sormuş. Geceniz
nasıl geçti? Büyük kız: -Rezaletti demiş. Ortanca kız:
-Bilseydim daha önce evlenirdim demiş. Küçük kızdan
ses çıkmamış. Annesi kıza ablalarını dinledin demiş
ama senden hiç bir ses gelmedi neden diye sormuş? ANNE
SEN BİZE AĞZINDA BİR ŞEY VARKEN KONUŞMAYIN DEMEZMİYDİN
demiş.
- Temel ABD'ye gitmiş. Bir restorana girmiş ve makarnayı
işaret etmiş. Lokantacıda six penny diye cevap vermiş.
Temel şaşkınlıkla çıkmış başka bir lokantaya
girmiş yine makarnayı işaret etmiş. Lokantacıda six
penny diye cevap vermiş. Temel çok aç olduğundan
dayanamamış ve adamı becermeye başlamış lokantacıda
no fuck no fuck diye seslenince Temel ufak ufak
ama idare et iste.
- Temel Amerika'da bir lokantaya gider. Lokantada tuvalete
gidip çişini yaparken yan pisuvara gelen zencinin
aletini görünce şok olur. Temel "ula hemşerim bu
aleti nasıl büyüttün"diye sorar. Zenci Temel'in
saf olduğunu anlayınca "Valla her sabah iyi bir
kahvaltıdan sonra 1 saat boyunca mutfak tezgahı
mermerine vuracaksın,6 ay sonra seninkide bu hale gelir"der.
Temel ertesi gün hemen uygulamaya başlar.Aradan altı
ay geçer, Temel ile zenci aynı lokantada yine tuvalette
karşılaşırlar. Zenci Temel'e sorar "Ne oldu,
tavsiyemden sonuç aldınmı?". Temel "Valla
hemşerum RENGİNİ TUTTURDUM AMA BOYUNU DAHA
TUTTURAMADUM DA"der.
- Adamım biri evindeki yalnız serçesine arkadaş olması
için bir papağan almaya karar verir. Kuş dükkanına
gider ve bir tanesi haricinde papağan fiyatlarının çok
yüksek olduğunu farkeder, hemen yetkiliye bunun
nedenini sorar. Yetkili ise ucuz papağanın özürlü
olduğunu, "s" leri söyleyemediğini, "s"
yerine "c" dediği anlatır. Adam bütçesine
çok uygun olan bu kuşu satın alır ve serçesinin
kafesine koyar.Ertesi gün işine gider. Akşam eve döndüğünde
çok sevdiği serçesini perişan bir halde, kanlar içinde
bulur.Papağana hemen bunun nedenini sorar. papağan ise
: "Sabahtan beri ciki cik diyor. Çok sabrettim
ama sonunda dayanamadım. Ben de ciktim." der.
- Kasabanın oduncusu papazın evine odun götürmüş.
Odunları kömürlüğe boşaltırken, nasıl olduysa
olmuş, bir tanesi gitmiş alt kattaki pencerenin camını
kırmış. Oduncu çok telaşlanmış ve özür dilemek için
papazı aramış ama bulamamış. Aynı telaş içerisinde
evine dönmüş ve kapıda kiliseye derse giden oğluyla
karşılaşmış. Çekmiş oğlunu kenara olanları
anlatmış ve "bak oğlum papaz efendi sorarsa -
babam boşaltırken bir kaza olmuş ve çok özür
diliyor- dersin" demiş. Çocuk da telaşlanmış
ama yapacak bir şey yok kilisenin yolunu tutmuş. Papaz
o gün yaratılış hakkında konuşuyormuş. Ve
oduncunun oğluna "söyle bakalım sen dünyaya nasıl
geldin?" diye sormuş. Oduncunun oğlu da
kekeleyerek: "babam çok özür diliyor, boşaltırken
bir kaza olmuş!" demiş.
- Bir akşam tiyatrodan çıkmış iki erkek arkadaş yolda
yürürlerken önlerinde iyi giyinmiş, şık ve alımlı
bir hanımın yürüdüğünü farkederler. Erkeklerden
birisi diğerine , "Bu hanımla bir gece geçirmeye
500 dolar veririm" der. Bu sözleri işiten genç
hanım başını çevirir ve "Teklifinizi kabul
ediyorum" der. Teklifi yapan erkekle hanım
beraberce genç ve çekici kadının evine gidip hemen
yatağın yolunu bulurlar. Ertesi sabah apartmanı
terkederken, adam kadına 250 dolar verir. Hanım pazarlık
bakiyesi parayı ister ve "250 dolar daha
vermezseniz sizi dava ederim" der. Adam güler,
"Bunu nasıl ve hangi esaslara göre yapacağınızı
görmek isterdim" deyip apartmanı terkeder. Ertesi
gün mahkemeden gelen celp pusulası adamı şaşıtır.
Hemen avukatına gidip olayı detaylarıyla anlatmış.
Avukat, "Bu esaslara istinaden aleyhine bir karar alınabileceğini
sanmıyorum. Ancak davanın nasıl sunulup savunulacağını
doğrusu pek merak ediyorum" der. Dava başlamış
ve ön soruşturmadan sonra hanımın avukatı mahkemeye
dava konusunu aşağıdaki şekilde arzetmiş:
"Muhterem hakim beyefendi, muvekkilem, bu hanımefendi,
itina ile yetiştirilmiş çimlerle örtülü bahçe
niteliğinde bir gayrimenkule sahip bulunmaktadır. Bu
arazi parçasını belli bir süre için davalı
beyefendiye 500 dolar karşılığında kiralamıştır.
Davalı gayrimenkulu kira amacına uygun olarak kullanmış
ve kira müddeti sonunda tahliye ederken kira bedelinin
yarısı olan 250 doları ödememiştir. Kira tutarı yüksek
bir bedel değildir, kaldı ki kiralanan yer özel ve
yasal bir bölgedir. Dileğimiz adaletin yerine gelmesi
ve davalının muvekkileme anlaşmanın bakiyesi olan
meblağı ödemesidir."
Davalının avukatı bu beklenmedik savunma karşısında
şaşırmış fakat bir avukat olarak işin enteresanlığından
haz duymuş ve hemen daha önce hazırladığı savunmasını
kenara koyarak davayı söyle savunmuş:
"Muhterem hakim beyefendi, muvekkilim bu genç
beyefendinin, bu genç hanımdan sahibi olduğu
gayrimenkulu bir süre için kiraladığı doğrudur ve
muvekkilim bu anlaşmadan son derece memnun kalmıştır.
Bununla beraber muvekkilim arazide bir kuyu bulmuş ve
kuyuyu örgü taşlarıyla donatmış, kuyuya boru
indirmiş ve pompa yerleştirmiştir. Bütün bu uğraşların
işçilik masraflarını muvekkilim üstlenmiştir. İnancımıza
göre bütün bu arazi geliştirme çalışmaları ödenmeyen
meblağı karşılayacağından aleyhimize açılan davanın
düşmesini talep ediyoruz." Genç hanımın avukatı
tekrar söz almış:
"Muhterem hakim bey, muvekkilem, davalının beyan
ettiği gibi arazi üzerinde bir kuyu bulunduğunu ve
gerekli gelişmeleri yaptığını kabul ediyor ve
herhangi bir itirazda da bulunmuyor. Ancak bahis konusu
kuyu zaten arazide mevcut idi ve kuyu olmasaydı davalı
muhtemelen bu araziyi kiralamayacaktı. Ayrıca arazi
tahliye edildiğinde davalı söz konusu ettiği taşları,
boruyu ve pompayı sökerek beraberinde götürmüştür.
Bu bakımdan davamızda israr ediyor ve vereceğiniz
kararın adalete uygun olmasını diliyoruz."
Hanım davayı kazanır!
- Birgün üç arkadaş arabalarıyla fren yarışması yapıyorlarmış.
Birinde BMW , birinde MERCEDES , birindede MURAT 131 varmış.
BMW'li olan 100'le gelmiş bir fren duvara 2cm kala durmuş.
Adam arabadan inmiş ve ABS demiş. MERCEDES gelmiş 1,5
cm kala durmuş. Adam arabadan inmiş ve ABS demiş.
MURAT131 gelmiş durmayarak duvara çarpmış. Adam
inmiş ve ASD demiş. (Anasını siksen durmaz)
- Temel bir hayat kadını ile anlaşır. Otel'e giderler.
Odaya kapanırlar. Yarım saat sonra Temel elinde
aletiyle Lobiden geçer, otelin döner kapısından çıkar
ve köşeyi döner. Resepsiyoncu şaşkın bakışlarla
olayı izler. Temel birkaç dakika sonra geriye döner.
Odaya girer 15 dakika sonra gene aleti elinde tutarak
otelin Kapısından hızla dışarıya çıkar.
Resepsiyoncu gene bir anlam veremez. Temel gene birkaç
dakika sonra odaya kapanır. Bu olay birkaç kez
tekrarlanır. Temel gene aleti ihtişamlı bir şekilde
odadan dışarıya çıkar. Bu sefer resepsiyoncu sorar
beyefendi organınız elinizde buradan koşarak neden
otelin dışına çıkıyorsunuz ? "Ha o mu ?"
der Temel
,"bayanla dışarıya boşalacağıma dair anlaşmıştım."
- Adamın biri sevdiği kadınla evlenmiş ve ilk geceleri.
Tam sevişecekler kadın demişki "aaa! aşkım şu
papağan bize bakarken ben rahatça sevişemem. Adam da
hemen dönmüş papağana demişki: Dön arkanı ve
ikinci bir emre kadar sakın önüne dönme yoksa Ananı
......! Papağan bunun üzerine dönmüş ve rahatça
sevişmişler. Sabah olmuş adamla kadın balayına
gitmek için bavullarını topluyorlarmış. Papağanın
hala arkası dönükmüş. Karı-koca bavulun kapağını
kapatamamış ve kadın adama demişki: Sen bunu sabit
tutki oynamasın ben dolabın üstüne çıkıp üstüne
atlayacam o zaman olur... Bunu duyan papağan aniden önünü
dönmüş ve adama demişki:
DEĞİL ANAMI SÜLALEMİ S..... BU POZİSYONU KAÇIRMAM...
- Türk'ün birisi Almanya'da işsiz, avare bir şekilde
fakat cok şık bir şekilde (grand toulet, ayakkabılar
boyalı) geziyordu. Yine bir gün bir barda ayak ayak üstünde,
yere bakarak, düşünceli bir halde otururken yanına
gelen mini etekli bayandan bile bihaberdi. Parlayan
ayakkabısının üstünde beyaz bir şeyin siluet olarak
göründüğünü farkedince yanındaki bayanın iç çamaşırı
olduğunu anlayıp, hızla bayana döner ve iç çamaşırının
rengini söyleyebileceği hakkında iddiaya girmek ister.
Bayan, adamın "nereden bilebilecek" düşüncesiyle
1/100 oranında iddiaya girer. Ve adam parlayan ayakkabısına
çaktırmadan bir daha bakar ve beyaz olduğunu söyler.
Kadın parayı verir ve o sinirle kalkar gider. Ertesi gün
aynı barda, aynı yerde oturan adamı gören aynı kadın
sevincini belli etmeden yaklaşır ve aynı yere oturur.
Alaycı bir tebessümle -hadi bugün de bil sana iki
misli para vereceğim der. Adam yine parlayan ayakkabısına
şöyle bir süzülerek bakar ve kırmızı olduğunu söyler,
kadın dünkünün iki misli parasını verir, iki misli
bir sinirle çeker gider. Üçüncü gün kadın tekrar
gelir, kahkahalarla karışık adama "-İç çamaşırımın
bugün ne renk olduğunu bilirsen on katı para vereceğim"
der. Adam gayet emin bir şekilde, birazda kasılarak
parlayan ayakkabısına bakıp, anıden irkilmiş bir
vaziyette
-Hanımefendi siz bugün hiç birsey giymediniz miiii?
Bayan -Nereden bildin allah kahretsin der.
-Ohhh çok şükür ,der adamda, bende zannettim
ayakkabım yırtılmış.
-
- Günlerden bir gün Genler ayaklanırlar."Bu
prezervatif çıkalı hiç bir işe yaramıyoruz"
derler.Bir gün aralarından biri öne çıkar ve "Arkadaşlar
biz bu pirezervatifi patlatıp amacımıza ulaşmalıyız"
der.Savaş naraları atarak saldırıya geçerler fakat
hepsi çarpıp ölür.Bu olay gelenek haline gelir ve
nesiller boyu sürer ve hiç bir başarı elde edemezler.Günlerden
bir gün aralarından biri yine öne çıkar ve "Arkadaşlar
atalarımızdan kalşan bu geleneği yerine getirmeliyiz
ve bu sefer çok güçlendik artık amacımıza ulaşacağız"
der. Savaş naralarıyla yine saldırıya geçerler ve en
sonunda prezervatifi patlatırlar.Öndeki liderlerinden
bağırarak bir ses gelir
"İmdat boka battık geri dönün !!!
- Kör adam bir gün bir tane eğitimli köpek alır ve
hemen çarşıya gezmeye çıkar.Trafik ışıklarının
oraya geldiklerinde köpek durur.Fakat yeşil ışık
yandığında karşıya geçmez.Bu böyle 4-5 ışık
devam eder,köpek karşıya geçmediği gibi birde adamın
bacağına işer.Bunun üstünede kör çıkarıp köpeğe
bir tane bisküvi verir. Çevrede bulunanlar da meraklı
gözlerle kör adamı ve köpeğini seyrederler.Son
olaydan sonra içlerinden birisi dayanamayıp körün yanına
yaklaşır ve:kardeşim senin köpek yeşil ışık yandığı
halde geçmedi,birde bacağına işedi üstüne üstlük
birde sen kalkmış bu köpeğe bisküvi veriyorsun der.
Körde şu cevabı verir: Ben onun ağzını tesbit
ediyorum,götüne koyacağım der.
- Adamın biri Amerikadaki restoranların birinde yemek
yerken kaşığını yere düşürür. Hemen o anda
garson cebinden bir kaşık çıkarır ve adamın düşen
kaşığı ile değiştirir. Adam bundan çok memnun olur
ve garsona kaşığı cebinde taşımanın iyi bir fikir
olduğunu söyler.Garson restorana işleri programlayıcı
bir elemanın alındığını ve kaşığı cepde taşımanın
40 saniye kazandırdığını söyler. Adamın gözüne
garsonun pantalonundaki fermuğarından sarkan bir ip çarpar
ve sorar bu ne için der. Garson tuvalete girince bu ipi
kullanıp organlarını çıkardıklarını ve tuvaletten
çıkarken ellerini yıkamaya gerek kalmadığını ve
bununda 1 dakika kazandırdığını söyler. Adam sorar
peki işedikten sonra nasıl organınızı yerine
koyuyorsunuz der. Garson şöyle cevaplar. "Arkadaşları
bilemem ama ben size verdiğim o yedek kaşığı kullanıyorum.
- Kadın göğsünden rahatsızmış ve bir röntgen mütehassısına
gitmiş. Doktor __soyunun lütfen....demiş. Kadın :
Beyefendi ben utanırım ışıkları kapatabilirmisiniz
acaba? diye sormuş.
Neyse doktor ışıkları kapatmış beş dakika sonra
kadın sormuş: Doktor bey elbiselerimi nereye koyayım?
Benimkilerin üzerine....
- Şimdi 3 erkek çocuğu olan bir aile var... Bunların
bir de inekleri var ve bunlar ineklerini cok seviyorlar
herşeyleri canları, ciğerleri o inek senin anlayacağın...
Bir gün evin annesi ahıra gidip bakıyor ki inek ölmüş...
Oda hemen orda kıriz geçirip ölüyor... Sonra en büyük
oğlan ahıra gidiyor, bakıyor ki inek de anne de ölmüş
buda intahar etmek için boğaz köprüsüne gidiyor..
Tam atlayacak iken bir peri kızı geliyor. (Peri kızı
da kız yani hani).. Oğlana benim ile beş kere yatarsan
hem ineği hem de annenizi diriltirim diyor... Tabii büyük
oğlan hemen tamam diyor... Gelgelelim iki diyor üç
diyor dördüncü de kalıyor ... 5. yi yapamayıp
kendini köprüden atıyor aşağı... Sonra ortanca oğlan
geliyor ahıra bir bakıyor ki anne ve inek ölmüş ...
Oda gidiyor köprüye ... Peri kızı yine geliyor bu
sefer benimle on kez yatarsan ineğide annenizi de
abinizide diriltirim diyor.... Oğlan bir başlıyor oda
en son 8 e kadar gelebiliyor. (ahh ulen ben olecektim ki
neyse) ehhh o da kendini atıyor köprüden... En son da
küçük oğlan geliyor ahıra bir bakıyor ki anne ölmüş
bu da gidiyor abi köprüye... Peri kızı geliyor yine
... Bu seferde benimle 15 kere yatarsan 4 ünüde
diriltirim diyor. (azgın karı işte) Bunun üzerine küçük
oğlan 18 olmazmı diyor peri kızı olur diyor. Oğlan
ya yirmi diyor tabbii oda olur diyor peri kızı.. Oglan
bu sefer 25 de olurmu diyor.. Tamam deyince peri kızı...
Bak sonra inek gibi ölmek yok haa diyor bizim küçük
oğlan...
- Temel askere gitmiş, komutanı askerleri toplamış. Şimdi
herkes sırayla evlendiğinin ilk gecesini anlatsın demiş.
İlk üç kişiden sonra sıra temele gelince Temel -
Komutanım evlendiğimin yedinci gecesi demiş. Komutanı
ilk gece dedik oğlum deyince Temel yine -Komutanım
evlendiğimin yedinci gecesi demiş. Komutan bu sefer
temeli geçip herkese anlattırdıktan sonra tamam ne
oldu ulan yedinci gece diye sormuş. Temel - Komutanım
Fadime dediki - Çıkar oni işeyeceğum.
- Küçük afacan, mutfakta yemek pişiren annesinin yanına
koştu: - Anne, anne bakıcım yatağında yabancı bir
adamla yatıyor. Hem de çırılçıplak. Deme oğlum,
feci bir şey bu! Çocuk kahkahayı bastı: - Kandırdım
seni anne. O adam yabacı değil, babam!
- Temel'in oğlu her akşam sinemaya gitmek için Temel'den
para istemektedir. Temel de itiraz etmeden parayı
vermektedir. Fakat bir kaç hafta sonra, durumdan şüphelenen
Temel bir gece oğlunu takip eder ve onun seks filmlerine
gittiğini tesbit eder, fakat gençtir, bir süre sonra
hevesi geçer deyip sesini çıkartmaz. Ancak günler geçip
te durumda bir değişiklik olmadığını görünce, bir
gece oğlu eve geldiğinde onunla sert bir şekilde konuşmaya
başlar;
Temel- Oğlum bu yaşına geldin hiç utanmadan her gece
benden para istiyorsun. Para istediğin yetmiyormuş gibi
bir de bu paraları seks filmlerine harcıyorsun.Mesela
bu geceyi ele alalım, neydi bu gece gittiğin filmin
ismi?
Çocuk- " İNTİKAM PEŞİNDE " Temel-
Hayret ilk defa normal bir filme gitmişsin der, ancak
şüphelenmeye devam eder ve sorar:Söyle bakalım baş
roldeki oyuncu kimdi? deyince , cevap verir çocuk: "
İNTİK " dedik ya baba
- John sabah kaltığında vakit çok geçtir. Ve acele ile
giyinip hemen bir taksiye atlayıp işe gider. Fakat işe
geldiğinde patronu onu herzaman geç kaldığı için
isten kovar. İşten kovulan John üzgün bir şekilde
eve döner. Eve geldiğinde yatak odasında Karısını
bir Zenci ile yatarken bulur. Ve kadın artık kendisini
sevmediğini, evini ve arabasını aldığını söyleyip
John'u evden kovar. İyice çaresiz kalan John sokaklarda
dolaşırken kendini köprüden atıp ölmeyi düsünür.
Tam köprüden atlarken bir Noel Baba gelir. Noel Baba niçin
ölmek istediğini sorar. John başından geçenleri
anlatır. Noel Baba da - Şöyle 20 yaşında sarışın
bir kadının olsun istermisin? John - Elbette Noel Baba
- Şöyle kendi işin, Porche ve muhteşem bir villan
olmasını istermisin? John tereddütsüz - Tabi elbette
isterim. Noel Baba -Ama bir şartım var. John - Nedir şartın?
Noel Baba Noel Baba - Bir kere yapacağım!!!! John düşünür,
biraz sabredeceğim ve muhteşem şeyler kazanacağım
der. - Tamam der. John soyunmaya başlar ve bu işi
yaparken Noel Baba sorar. - John kaç yaşınndasın?
John - 41 Noel Baba - John 41 yaşındasın ama hala
Noel Baba'lara inanıyorsun!!!!!
- Bir gemi uzun bir yolculuğa çıkıyormuş ama bu gemide
bir KAPTAN ve üç TAYFA varmış.Gemi daha sonra fırtınaya
yakalanarak batmış ama nasıl olduysa KAPTAN ve TAYFA'ları
kurtulmuşlar.Ama sonuç olarak bir adaya düşmüşler
hemde YAMYAM'ların adasına .Adada ki olaylar daha sonra
şu şekilde gelişiyor. Adaya geldiklerinin ilk gününde
YAMYAM'lar bunları yakalar ve bir soru sorarlar .Soru:ÖLÜMMÜ
yoksa MAKOKMU diye soru sorarlar . Ve sabaha kadar mühlet
verirler ki iksinden birini seçmeleri için onlara zaman
tanınır. Ertesi gün ilk tayfaya sorarlar ölümmü
yoksa makokmu? Tayfa ölmektense bilmediğim şeyi olurum
daha iyi der ve makok diye cevap verir.Ardından adamı
bir kere sikerler ve bırakırlar.Diğer tayfayada aynı
soruyu sorarlar ve aynı cevabı alırlar ve onu da yaptıktan
sonra serbest bırakırlar.Son tayfada aynı olayları yaşar
ve serbest bırakılır. Sonunda KAPTANA gelmiştir
KAPTAN çevresindekilere nutuk atarcasına ayağa kalkar
ve "ben bir KAPTAN olarak gururlu ve şerefli bir
insan yaşadım ve yine bu şerefimi haytım pahasınada
olsa vermem ben ölümü tercih ediyorum demiş."
Bunu duyan kabile reisi "o zaman buna ölene
kadar makok." demiş.
- Anne ve baba çocukları anlamasın diye sevişmeye
"çamaşır yıkama" demişler. Yani sevişmek
istediklerinde çamaşır yıkayalım mı diyorlarmış.
Bir gün baba oğlunu çağırmış ve "git anana
sor bakalım çamaşır yıkayacakmıymış" demiş.
Oğluda gitmiş ve sormuş. Annesi "olmaz oğlum git
babana söyle bugün yorgunum" demiş. Ertesi gün
adam birdaha oğlunu çağırmış ve anana git sor demiş.
Anne yine aynı cevabı vermiş. Ondan sonraki gün anne
oğlunu çağırmış. "Git babana söyle bugün çamaşır
yıkayabiliriz" demiş. Oğulda gitmiş babasına
sormuş. Babası "yok oğlum olmaz anana söyle
ben çamaşırları elde çitiledim" demiş.
- Kalabalık bir belediye otobüsünde kadının biri haykırmış:
Terbiyesiz adam ,yeter artık!
Aman bayan ne oldu ki?
Daha ne olacak geçtin arkama. Taksim den beri ayıptır
be!
Efendim yanlış anladınız herhalde. Bugün aybaşı.
Maaşımı aldım, cebimde o var. O dokunmuş olacak.
İyi de, Taksim'den Şişli'ye gelene kadar maaşına
zam mı geldi?
- Bir Türk İngiltere'ye yerleşmeye karar verir ve doğal
olarak da yerleşecek ev aramaya başlar. Bir türlü
aradığı evsafta ev bulamaz. Mutlaka bir problem çıkar.
Ya odaları küçüktür, ya balkonu yoktur,v.s... Eşiyle
birlikte bir emlak komisyoncusuna başvururlar,
komisyoncu onları bir eve götürür ki ev muhteşem...
Derya deniz manzaralı, kat kaloriferli, bahçeli, 4 oda
2 salon, salomanje... Yalnız evin mutfağı ufacıcıktır.
Mutfağı en çok kullanacak kişi olan evin hanımı ise
buna çok üzülerek kocasına döner ve "Fakat,Muaffak...Ne
yapsak? Bu mutfak çok ufak..." deyince, komisyoncu
şaşkınlıkla ve işaret parmağını sallayarak çifte
şöyle der: "No fuck,no suck in the kitchen!..."
- Tilkinin üç yavrusu olmuştur. Onları beslemek için
her gün avlanmaya çıkmak zorundadır. Komşusu Tavşan
da durumu izlemektedir. Her gün ana Tilki avlanmaya çıkınca
yavruların yanına gelip psikolojik baskı yapmaya başlar:
'Ben sizin ananızı düteceğim'. Gel zaman git zaman,
ana Tilkinin birgün yuvasına erken döneceği tutar ve
Tavşanı yavrularını taciz ederken yakalar. Tavşan önde,
Tilki arkada bir kovalamacadır başlar. Derken Tavşan
kendini can havliyle yuvasına atar, tabii Tilki de ardından.
Ne yazık ki yuvanın girişi ancak Tavşanın kalçalarına
göredir ve Tilki yuvanın ağzına sıkışır kalır.
Tavşan yuvanın arka deliğinden çıkar, dolaşıp
Tilkinin sıkıştığı ön tarafa gelir. Pantolonunun düğmelerini
çözerken acı acı sırıtır:
'Yapmayacaktım ama çocuklara söz verdik bir kere !'.
- AliCan babasının odasında prezervatif bulmuş. Baba bu
ne demiş. Babası: Yavrum ben onunla fare öldürüyorum
demiş. AliCan cevabı yapıştırmış:
" Baba fareleri s?ke s?ke mi öldürüyorsun?"
- Amerikada en az 3 farklı objeyi kullanarak dünyanın
temel sorunlarının ifade edilmesine dayanan bir yarışma
düzenlenir. Bu yarışmaya bizim Temel de katılır ve
sahneye başında gaz maskesi elinde bir demet çiçek ve
prezervatif takmış bir şekilde çıkarak birincilik ödülünü
kazanır. Sunucu Temel'i yanına cağırarak bu
objelerden maske ile dünyadaki çevre kirliliğine, çiçeklerle
doğanın korunmasının gerekliliğine ve prezevatifle
de doğum kontrolünün önemine dikkat çektiğiniz için
bu odülü size layik gördük der. Bunun üzerine Temel
aslında ben " prezervatifle sevişmek gaz
maskesiyle çiçek koklamaya benzer. " demek
istemiştim der.
- Alican fizik dersindeymiş... Hoca bütün öğrencileri
kaldırıp rutin sorular soruyormuş..." Otobüstesin
çok sıcak neyaparsın? Öğrenci: camı açarım, Hoca:
söyle giren havanın sürtünme katsayısı, Öğrenci:
bilmiyorum, Hoca: otur sıfır" bu böyle bir değil
iki değil bütün sınıfta sürmüş herkes dökülüyor...
Alican kalkmış... Hoca: oğlum otobüstesin çok sıcak
neyaparsın? AliCan: Ceketimi çıkarırım. Ama oğlum
çok sıcak... Gömleğimi çıkarırım... oğlum çok
çok sıcak... Alican dayanamamış: Hocam anamı da
becerseniz size o camı açtırmam....!
- Temel köydeki sağlık ocağına gelen yeni hemşireye köyün
etrafındaki fındık bahçelerini gezdiriyordu. Bak bu gördüğün
bütün fındık ağaçları bana aittir. Köylü benden
okadar korkarki bu ağaçlara elini bile süremez, sürenide
beceririm zaten der. Biraz yürüdükten sonra hemşire
elini eğaçların yapraklarına sürer. Temelde bunu görür
ben sana kimse dokunamaz demedimmi der ve hemşireyi
becerir. Biraz yürüdükten sonra hemşire yine ağaçların
yapraklarını eller. Temel yine becerir. Derken bu 5 - 6
defa daha olur. Hemşire bir daha elini yapraklara sürer
ama Temel Hemşire hanım söylemeyi unuttum. Geçtiğimiz
şu ağaçtan sonrası bana degil, Fisko Birliğe aittir.
Boşuna elini sürme.
- İki Travesti yolda karşılaşmışlar. Biri diğerine
sormuş:
Nasılsın dostum işlerin nasıl? Öbürü cevap vermiş:
Sorma kardeş işler o kadar yoğun ki osurmaya vaktim
yok...
- Temel geçimini dağdan odun toplayıp, satarak sağlar.
Bir gün yine eşeği ile birlikte odun toplamaya gider.
Odunları kesip eşeğine yükledikten sonra evin yoluna
koyulur. Yarı yola geldiklerinde bir ayı ile karşılaşırlar.
Ayı Temel'e
-"Bir kere verirsen seni öldürmem" der.
Temel kimsenin görmeyeceğini düşünür ve kabul eder.
Ayı yalnız bir şartı olduğunu söyler. "İlk önce
eşeğini yapacağım" der. Temel kabul eder. Ayı
önce eşeği sonra Temel'i becerir. Temel eve doğru
yola koyulur. Yalnız Temel'in aklına niçin önce eşeği
becerdiği takılır. Geri dönüp ayıyı bulur ve sorar.
-Niçin önce eşeği becerdin ? Ayı cevap verir.
-Önce seni yapsaydım Eşek kaçardı...
- Yalnızlıktan bunalan adam papağan marketine gider. En
güzel papağan en ucuzudur. Papağana sorar: Neden bu
kadar ucuzsun? Görmüyormusun abi benim ayaklarım yok!
der papağan. Peki nasıl tünekte duruyosun??? Pipimi
doluyorum abi der papağan. Adam papağanı eve götürür.
Ertesi gün eve geldiğinde
Papağan: Abi kız arkadaşın postacıya kapıyı açtı
Adam: E ne olacak onlar tanışırlar.
Papağan: Adam içeri girer girmez kızın bluzunun düğmelerini
açtı!
Adam: Sonra nooldu!!!!!!! Papağan: Göremedim abi tünekten
düşmüşüm!
ANASAYFA